Brexit ve Cebelitarık Gerilimi

Yazar: Yrd. Doç. Dr. Mustafa Çıraklı  - 5 Mart 2019


Cebelitarık yönetimi 17 Şubat Pazar günü  yaptığı açıklamada, İspanya'ya ait bir savaş gemisinin, limanlarında bulunan ticari gemilere, bölgeyi terk etmesi emrini verdiğini, İngiltere Donanması'nın karşılık vermesi üzerine İspanya'ya ait savaş gemisinin bölgeden uzaklaştığını bildirdi. Cebelitarık yönetimi İspanya bayraklı savaş gemisinin tutumunu “aptal oyunlar” olarak niteledi.

İspanya'nın güneyinde yaklaşık 30 bin kişinin yaşadığı Cebelitarık yarımadası1704 yılında İngiliz ve Hollandalı askerlerce İspanya'dan alınmış, 1713 Utrecht Antlaşması sonrası Birleşik Krallığın kontrolüne geçmişti. Halen İngiltere'nin denizaşırı toprakları (overseas territories) arasında bulunan ve Akdeniz'e giriş-çıkışlar bağlamında stratejik bir konuma sahip kara parçası, İngiltere için de bu yüzden büyük öneme sahip. Zira 2006 yılında İngiliz Parlamentosu’nda alınan bir kararla özerkliğini kazansa da, savunma, iç güvenlik ve dışişlerinde Cebelitarık bazı üst düzey yetkililerin atanması dahil hala Birleşik Krallığa bağlı. Nitekim, Birleşmiş Milletler’e göreadanın statüsü 'kendi kendini yönetmeyen bölgeler' kategorisinde. İspanyol hükümeti de aynı nedenle Cebelitarık'ın bir anayasasının olmasını ‘koloni’ olduğu gerçeğini değiştirmediğini savunuyor ve tarihi, ekonomik ve stratejik gerekçelerle yarımadanın kendisine geçmesini istiyor.

2017 yılında başlayan Brexit müzakereleriyle birlikte zaman zaman iki ülke arasında gerginliğe yol açan Cebelitarık konusu daha da karmaşık bir hale gelmiş durumda. Müzakerelerin başında tutumunu net bir biçimde ortaya koyan İspanya’nın "Benim onayım olmadan AB ile Birleşik Krallık arasında Cebelitarık pazarlığı ve/veya anlaşması yapılamaz" pozisyonu,  27 AB ülkesi tarafından Brexit müzakereleri başlamadan önce kabul görmüş ve Sanchez hükümetinin Cebelitarık'ın AB-İngiltere arasında gelecek ilişkileri düzenleyen anlaşma metninden çıkarılması talebi karşılık görmüştü. Nitekim Cebelitarık konusu, Avrupa Birliği ile Birleşik Krallık arasında 17 ay süren pazarlığın ardından ortaya çıkan ayrılık anlaşmasının dışında tutuldu.

Her ne kadar Madrid Brexit'te 'geçiş süreci' çerçevesinde 31 Aralık 2020 tarihine kadar Londra ile bu konuda anlaşma sağlanmasını ümit ediyor olsa da İspanya'nın Cebelitarık konusunda Brexit kozunu kullanmaktan geri durmayacağı ve gerekirse süreçte her tür zorluk çıkaracağını öngörmek mümkün. Cebelitarık konusunda taraflar daha önce de birçok kez karşı karşıya gelmişti.

Brexit Kampanyası ve “Koloni” Krizi
2017 yılı Mart ayında dönemin İngiliz Başbakanı David Cameron'un, "Brexit" referandumu öncesinde Cebelitarık'ı ziyaret etmesi İspanyol hükümeti ile İngiltere arasında kısa süreli bir gerginliğe neden olmuştu. Karşılıklı söz düellolarının yaşandığı bu dönemdeİspanya Başbakanı Mariano Rajoy, "İspanya olarak İngiltere'nin AB'de kalmasını istesek de Cameron'un kampanya için Cebelitarık'a gelmesi hoşumuza gitmiyor" ifadesini kullanarak“Bu tip bir kampanya İngiltere'de yapmalı, Cebelitarık'ta değil. İspanya her zaman Cebelitarık'ın ulusal topraklarında olduğunu düşünmüştür. Bu yüzden Brexit kazansın ve ya kaybetsin Cebelitarık İspanyol olmaya devam edecektir" demişti.


Geçtiğimiz ay ise AB’nin İngiltere vatandaşlarının AB içindeki serbest dolaşım hakkının Brexit’ten sonra da devam etmesine karar verdiği metinde İspanya’nın talebi üzerine Cebelitarık’tan ‘Britanya tahtının bir kolonisi’ diye söz edilmesi krize neden olmuştu. İngiliz hükümeti, “Cebelitarık bir koloni değil ve orayı böyle tarif etmek tamamen uygunsuz” açıklaması yapmış ancak tepkisi karşılık görmemişti.

28 Nisan’daki Seçimler ve yükselen sağ
Brexit’in gölgesinde yaşanan Cebelitarık geriliminin son dönemlerde daha da karmaşık bir hal almış olan İspanyol siyaseti ile birlikte değerlendirilmesi gerekiyor. Özellikle 2017 yılında Katalan ayrılıkçıların düzenlediği ve İspanyol hükümetinin yasadışı ilan ettiği “bağımsızlık referandumu” sağ ve aşırı sağ partilerin güçlenmesini sağlamış durumda. Zira Şubat ayında başlayan Katalan ayrılıkçıların yargılanma süreci ile birlikte ana muhalefetteki Halk Partisi (Partido Popular, PP) ile Vatandaşlar (Ciudadanos) ve aşırı sağ görüşlü Vox partilerinin çağrısıyla başkent Madrid'deki Colon meydanında toplanan binlerce kişinin, ellerinde İspanyol bayrağı ile Katalonya'daki ayrılıkçı girişimlere karşı "artık yeter" mesajı vermiş olmasını bunun bir işareti olarak değerlendirmek mümkün.

Buna paralel olarak İspanya Başbakanı Pedro Sánchez’in Nisan ayında erken seçime gideceklerini açıklaması da ilk bakışta her ne kadarhükümetinin bütçe planının mecliste kabul edilmemiş olması olarak görülse de, Parlamento'daki oylamanın sonucunu belirleyen gelişme ayrılıkçı Katalan milletvekillerinin hükümete verdikleri desteği çekmesi olmuştur.Bu bağlamda Sanchez hükümetinin sağın yükselişi ve Katalanların desteklerini çekmesi ile içine girdiği zor durumu, Nisan ayında düzenlenecek seçimlerde aşırı sağcı Vox partisinin ilk kez ulusal meclise gireceğinin habercisi olarak görülebilir.

2013 yılında kurulan aşırı sağ görüşlü Vox partisi, Endülüs'te geçen ay yapılan seçimlerde sürpriz yaparak ilk kez yerel parlamentoda temsil hakkı kazanmış ve 12 milletvekili çıkarmıştı.İspanya'nın en kalabalık bölgesi ve daha önce Sosyalist Parti (Partido Socialista Obrero Espanol,PSOE)'nin kalesi olarak bilinen Endülüs’de. Vox’un Ocak ayından bu yana, Halk Partisi ile Vatandaşlar Partisi'nin kurduğu koalisyon hükümetine dışardan destek vermesi ispanya’da aşırı sağın yükselişinin başlangıç noktası olarak kabul edilebilir.

PP’den kopan isimler tarafından oluşturulan ve kendisini ‘aşırı sağ’ olarak tanımlayan Vox 2014 yılında Avrupa Parlamentosu için ülke genelinde yapılan seçimlerdetoplam 246 bin oy almış (yüzde 1.57), Madrid bölgesinde oy oranı yüzde 3.67 olarak kaydedilmişti. ideolojik olarak diğer Avrupa ülkelerinde son dönemlerde yükselen aşırı sağ ve faşist partilerle pek çok anlamda benzeşen Vox, özellikle mülteciler, kürtaj ve LGBTİ hakları konularında kullandığı sert söylemlerle dikkat çekiyor.Fas’ın kuzeyinde bulunan ve mültecilerin yoğun olarak girmeye çalıştığı Ceuta ve Melilla kentlerine İspanya’nın duvar örmesini programına dahil eden parti aynı zamanda kurulduğu andan itibaren katı bir ‘birlikçilik’ çizgisine de sahip. Katalonya konusunda ise Vox, tüm özerk yönetim parlamentolarının fesh edilmesini ve bağımsızlığı savunan tüm partiler de yasadışı olarak kabul edilmelerini talep ediyor.

Katalonların bağımsızlık kampanyası sürecinde güçlenmeye başlayan İspanyol sağı, İspanya’nın Avrupa'da aşırı sağın yükselişi bağlamında artık bir istisna olmadığı gerçekliğini de beraberinde getirmiş bulunuyor. Yerel, bölgesel ve Avrupa seçimlerinin yanı sıra parlamento seçimlerinin de yapılacağı 28 Nisan’da siyasi olarak belirleyici bir faktör olacak Vox’un gerek Katalonya bölgesine ilişkin tansiyonu arttıracağı, gerekse Cebelitarık konusunu Brexit süreci ve sonrasında İspanyol siyasetinin gündeminde tutup yeni krizlere zemin hazırlayacağını söylemek ise şimdiden mümkün gibi görünüyor.